eş
[isim] Birbirinin aynı olan veya birbirine çok benzeyen iki şeyden her biri, benzeri
EŞ İLE BENZER OLAN KELİMELER
EŞ İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- ağzı bir
- ahbap
- ahbap çavuşlar
- ahret kardeşi
- ahretlik
- ant kardeşi
- aşina
- ayaktaş
- baba dostu
- bağlaşık
- bildik
- biliş
- büzüktaş
- can dostu
- canciğer
- çete
- çevre
- çifte kumrular
- dadaş
- dayanışmalı
- dert ortağı
- dost
- duygudaş
- eş
- eş dost
- etraf
- göbeği biriyle bağlı
- gönüldaş
- hemdert
- hempa
- ihvan
- kan kardeşi
- kanka
- kapı yoldaşı
- kara gün dostu
- kardeş
- kardeşlik
- kirve
- koldaş
- konu komşu
- kuyruk
- mahrem
- meslektaş
- muhip
- muhit
- musahip
- müttefik
- nedim
- nedime
- okuldaş
- omuzdaş
- refakatçi
- rüfeka
- sağdıç
- sırdaş
- şamdan
- tanıdık
- tanış
- tanışık
- yakın
- yan kabağı
- yar
- yâran
- yâren
- yoldaş
- zamkinos
- adaş
- andırmak
- aşağı kalır yanı yok
- aşağı kalır yeri yok
- aynen
- aynı yolun yolcusu
- aynısı
- aynıyla
- ayrıksız
- başa baş
- bedel
- benzer
- beraber
- bir
- bir boyda
- bir örnek
- boydaş
- boyu beraber
- boyunca
- böyle
- böylesi
- bu denli
- bu kabîl
- bu kabîlden
- bundan
- deli kızın çeyizi gibi
- denk
- eski hamam eski tas
- eskisi gibi
- eş
- eşit
- farksız
- gibi
- gündeş
- hakeza
- hâlâ o masal
- hemayar
- hemhâl
- hemzemin
- homolog
- ırktaş
- iadeli taahhütlü
- identik
- istisnasız
- izomorf
- izomorfik
- kandaş
- kardeş payı
- keza
- kezalik
- koyduğum yerde otluyor
- kör değneğini beller gibi
- kul taksimi
- misil
- muadil
- müsavi
- mütevazin
- nazir
- o denli
- ondan
- örnek
- öyle
- özdeş
- senkronik
- seyyanen
- şöyle
- şu denli
- şundan
- tay
- tıpkı
- tıpkı tıpkısına
- türdeş
- yarı yarıya
- yeksan
- acuze
- afet
- ahu
- am
- amazon
- amigo
- avrat
- badem
- ballı
- bayan
- boliçe
- cadı
- canan
- cık
- cici
- çalı
- çarık
- çatlak
- dağ anası
- dağlar anası
- dam
- delik
- dilber
- dip
- dişi
- dudu
- duka
- eksikli
- enginar
- eş
- ferç
- fırın
- fıstık
- folluk
- garaj
- gömü
- gül
- güzel
- haminne
- hanımefendi
- haspa
- hatun kişi
- hazret
- hizmetçi
- hokka
- incir
- kadıncık
- kalıp
- kan
- kavanoz
- keklik
- kız
- kokona
- körük
- Kulu
- lal
- madama
- makine
- mazgal
- midye
- motor
- nisa
- ökse
- paça
- peri
- poliçe
- sanem
- saraylı
- sermaye
- şalgam
- şeftali
- taze
- torna
- tüylü
- vajina
- vulva
- yalak
- yarık
- yazı tura
- yemiş
- zen
- zenne
HECELEME
eş EŞ KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [isim] Birbirinin aynı olan veya birbirine çok benzeyen iki şeyden her biri, benzeriÖrnek: Çorabın öbür eşini yerden almak için sol ayağını uzatıyordun.
- [isim] Karı kocadan her biri, hayat arkadaşı, refik, refikaÖrnek: Kadın diye eşini bellemiş, dürüst, aile babası bir adamdır.
- [isim] Birlikte yaşayan dişi ve erkek hayvandan her biriÖrnek: Güvercin eşini arıyor.
- [isim] İkişer kişilik gruplarla oynanan oyunlarda, ortak oynayan iki kişiden her birinin öbürüne göre durumu, partnerÖrnek: Briçte kuvvetli bir eş seçti.
- [isim] [halk ağzında] Kuma, ortak
- [isim] [halk ağzında] Arkadaş
- [isim] [halk ağzında] Döl eşi
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük