doldurmak
[fiil] [-i] Dolmasını sağlamak, dolu duruma getirmek
DOLDURMAK İLE BENZER OLAN KELİMELER
DOLDURMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- almak
- anasını bellemek
- aşmak
- atlamak
- basmak
- bastırmak
- becermek
- biçimlemek
- binmek
- bombalamak
- bozmak
- çivilemek
- daldırmak
- dalmak
- delmek
- demir atmak
- demirlemek
- devirmek
- dikmek
- diplemek
- doldurmak
- düdüklemek
- dürtmek
- dürtüklemek
- düzeltmek
- düzenlemek
- elden geçirmek
- fişek atmak
- geçirmek
- gerdeğe girmek
- gitmek
- haklamak
- halletmek
- ırzına geçmek
- ırzını bozmak
- ifadesini almak
- iğfal etmek
- iş almak
- iş tutmak
- işlemek
- iyi etmek
- kanına girmek
- kasnaklamak
- kayarlamak
- kaymak
- kiremit aktarmak
- kirletmek
- koynuna almak
- koynuna girmek
- köklemek
- lehimlemek
- nefes çekmek
- perçinlemek
- pompalamak
- sallanmak
- sıraya dizmek
- sikmek
- sokmak
- şişirmek
- tamamlamak
- tecavüz etmek
- tokmaklamak
- ufalamak
- uydurmak
- üflemek
- üfürmek
- vuruşmak
- yapmak
- yemek
- yıkmak
- zımbalamak
- aklına koymak
- aklını çalmak
- aklını çelmek
- aldatmak
- alevlendirmek
- aralarını açmak
- aralarını bozmak
- aşılamak
- ateşlemek
- ateşlendirmek
- atla arpayı dalaştırmak
- atla arpayı dövüştürmek
- ayağa kaldırmak
- ayaklandırmak
- azdırmak
- azıştırmak
- azıtmak
- azıttırmak
- azmettirmek
- beynine girmek
- birbirine katmak
- can vermek
- cana can katmak
- canlandırmak
- caydırmak
- cesaret vermek
- cesaretlendirmek
- coşturmak
- çatıştırmak
- delinin eline değnek vermek
- doldurmak
- doping yapmak
- dövüştürmek
- dürtmek
- dürtüklemek
- dürtüşlemek
- esindirmek
- eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmek
- fesat çıkarmak
- fesat karıştırmak
- fişek atmak
- fişek salıvermek
- fişteklemek
- fit sokmak
- fit vermek
- fitil vermek
- fitillemek
- fitlemek
- fitne sokmak
- galeyana getirmek
- gayret vermek
- gayretlendirmek
- gıdıklamak
- günaha sokmak
- gütmek
- heveslendirmek
- heyecan vermek
- heyecana getirmek
- heyecanlandırmak
- hız vermek
- iç gıcıklamak
- ilham etmek
- ilham vermek
- isteklendirmek
- iş karıştırmak
- işlemek
- itmek
- izlemek
- kamçılamak
- kamış atmak
- kamış koymak
- kapıştırmak
- körüklemek
- kulağına koymak
- kundak koymak
- kundak sokmak
- kundaklamak
- kurmak
- kuyruğuna basmak
- moral vermek
- nifak sokmak
- özendirmek
- parmak atmak
- parmaklamak
- pompalamak
- ruh kazandırmak
- ruh vermek
- sansasyon yaratmak
- sevk etmek
- sürüklemek
- şevk vermek
- şevke getirmek
- şişirmek
- tahrik etmek
- tahriş etmek
- tehyiç etmek
- teşvik etmek
- tutuşturmak
- umut vermek
- umutlandırmak
- ümit bırakmak
- ümit serpmek
- ümit vermek
- ümitlendirmek
- yangına körükle gitmek
- yiğitlendirmek
- yönetmek
- yönlendirmek
- yürek vermek
- yüreklendirmek
- zehirlemek
- aldırmak
- asmak
- basmak
- bırakmak
- boşaltmak
- çatmak
- dah etmek
- damlatmak
- dikmek
- dizmek
- doldurmak
- doruklamak
- döşemek
- eklemek
- gol atmak
- istif etmek
- istiflemek
- oturtmak
- örtmek
- salmak
- sermek
- sığdırmak
- sıkıştırmak
- sokmak
- soymak
- sürüştürmek
- tepmek
- tıka basa doldurmak
- tıkmak
- unutmak
- üzmek
- vazetmek
- vurmak
- yağ basmak
- yağdırmak
- yakmak
- yatırmak
- yaymak
- yerine getirmek
- yerleştirmek
- yığmak
- yük vurmak
- âdet olmak
- almak
- ardı arası kesilmemek
- ardı arkası kesilmemek
- arkası gelmek
- asıda kalmak
- asıda olmak
- askıda kalmak
- ayakta kalmak
- aylamak
- baki kalmak
- bengileşmek
- bitmek tükenmek bilmemek
- cezalandırmak
- çekmek
- çorap söküğü gibi gelmek
- çorap söküğü gibi gitmek
- daim olmak
- dayanmak
- değmek
- devam etmek
- doldurmak
- durmak
- ebedîleşmek
- gâvur orucu gibi uzamak
- gelmek
- gırla gitmek
- gitmek
- hüküm sürmek
- intikal etmek
- itmek
- izlemek
- kaim olmak
- kalmak
- kangrenleşmek
- kazmak
- kovmak
- muallakta kalmak
- muallakta olmak
- müzminleşmek
- olagelmek
- ölümsüzleşmek
- ömrü uzamak
- para basmak
- sakalı bitmek
- sallantıda kalmak
- satmak
- seyretmek
- sıvamak
- süregelmek
- süreğenleşmek
- sürüncemede kalmak
- sürüp gitmek
- teakup etmek
- temadi etmek
- teselsül etmek
- tevali etmek
- tutmak
- uzamak
- uzanmak
- vurmak
- yaşamak
- yetişmek
- yürümek
- yürütmek
- zincirlenmek
- beyaza çekmek
- bildirmek
- cızıktırmak
- çekmek
- çızıktırmak
- çiziktirmek
- daktilo etmek
- derkenar etmek
- dizeleştirmek
- dizmek
- doldurmak
- döktürmek
- döşenmek
- dövmek
- eli kalem tutmak
- fişini tutmak
- fişlemek
- geçirmek
- haber geçmek
- imla etmek
- inşa etmek
- kâğıda dökmek
- kalem oynatmak
- kaleme almak
- kaleme kâğıda sarılmak
- kaleme sarılmak
- kaleminden kan damlamak
- karalamak
- kayda geçirmek
- kaydetmek
- kazımak
- kütüğe geçirmek
- not almak
- not düşmek
- not etmek
- not tutmak
- öykülemek
- romanlaştırmak
- sermek
- söylemek
- süslemek
- tahkiye etmek
- tarih atmak
- tarih düşürmek
- tarihlendirmek
- tebyiz etmek
- telif etmek
- temize çekmek
- tescil etmek
- tespit etmek
- tuğra çekmek
- yazıp çizmek
- yazıya dökmek
- zabıt tutmak
HECELEME
dol-dur-mak DOLDURMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [-i] Dolmasını sağlamak, dolu duruma getirmekÖrnek: Bunu bilmek içimi kederle dolduruyordu.
- [fiil] Araç deposunu akaryakıtla tamamen dolu duruma getirmek
- [fiil] [nesnesiz] Ateşli silahların içine mermi sürmekÖrnek: İki tabanca getirdiler, takır takır doldurdular.
- [fiil] [nesnesiz] Bildirge, çizelge, fiş vb. basılı kâğıtların boş yerlerini tamamlamakÖrnek: Osmanlı tabiiyetini haiz Müslim diye, yol tezkeresi doldururlardı.
- [fiil] Yaşını, yılını bitirmekÖrnek: Yirmi yaşını dolduralı bir iki seneden fazla olmamıştı.
- [fiil] Ses, koku yayılıp kaplamakÖrnek: Odanın içini kızarmış bir ekmek kokusu doldurmuştu.
- [fiil] Belirli bir süreyi kaplamak, almakÖrnek: Balıkçılara yardım etmek bütün zamanını doldurmayınca kentin içerilerine, gecekondu mahallelerine gitti.
- [fiil] [-le] [mecaz] Canlılık kazandırmakÖrnek: Evi sade sesiyle değil vücudu ile de doldurdu.
- [fiil] [mecaz] Birini, başkası için kötü düşünecek bir duruma getirmekÖrnek: Ah, biliyorum, biliyorum seni o gece doldurdular.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük