dayanmak

[fiil] [-e] Bir yere yaslanmak, kendini dayamak
DAYANMAK İLE BENZER OLAN KELİMELER
DAYANMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
abanmak
çekmek
direnmek
dişini sıkmak
erişmek
gelmek
göğüs germek
güvenmek
itmek
kaldırmak
karşı koymak
katlanmak
mukavemet etmek
sabretmek
sürmek
tahammül etmek
yetmek
HECELEME
da-yan-mak
DAYANMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
  1. [fiil] [-e] Bir yere yaslanmak, kendini dayamakÖrnek: Odalardan birinde köşeye dayanmış bir adam, sanki sızmış gibi görünüyor. [Memduh Şevket Esendal]
  2. [fiil] Bir şeyin üzerinde kurulmuş olmakÖrnek: Karşılıklı bilmece sormaya dayanan seyirlik oyunlar da vardır. [Metin And]
  3. [fiil] [mecaz] Zarar görmemek, varlığını korumak, hasar görmemekÖrnek: Bu gemi fırtınaya iyi dayanır.
  4. [fiil] [mecaz] Varmak, ulaşmakÖrnek: Bu haber ortalığa yayılır yayılmaz banknotlarını kapan bankaya dayanıyor. [Yusuf Ziya Ortaç]
  5. [fiil] [mecaz] Bütün gücünü kullanarak bir işi yapmakÖrnek: İki genç, kırarcasına küreklere dayandılar. [Halikarnas Balıkçısı]
  6. [fiil] [mecaz] Bir iş sonunda birinin veya bir şeyin üzerinde kalmakÖrnek: Bu proje sonunda bize dayanacak.
  7. [fiil] [mecaz] Birinden, bir şeyden güç almak, güvenmek, istinat etmekÖrnek: Laikliği korumak için kanun kuvvetine mi, eğitim ve telkin kuvvetine mi dayanmalıyız? [Falih Rıfkı Atay]
  8. [fiil] [nesnesiz] [mecaz] Uzun süre kullanılmaya uygun olmakÖrnek: Bu kumaş çok dayandı.
  9. [fiil] [nesnesiz] [mecaz] Tutunmak, karşı durmak, karşı koymak, mukavemet etmekÖrnek: Merkezde Akhisar'ın, Bergama'nın da henüz dayandığını öğrendiler. [Necati Cumalı]
  10. [fiil] [nesnesiz] Yetişmek, yeter olmak
  11. [fiil] [nesnesiz] [mecaz] Güç bir duruma katlanmak, çekmek, sabretmek, tahammül etmekÖrnek: Kazılmış mezarın önüne geldiklerinde daha fazla dayanamayıp oracığa çöktü. [İhsan Oktay Anar]
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük
  • Paylaş: