dalga
[isim] Deniz veya göl gibi geniş su yüzeylerinde genellikle rüzgâr, deprem vb.nin etkisiyle oluşan kıvrımlı hareket
DALGA İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- ağız şakası
- azizlik
- dalga
- dalga geçmek
- dil şakası
- eğlenme
- el şakası
- espri
- eşek şakası
- gag
- gır gır
- gır gır geçmek
- grup
- gülüt
- hande
- hezel
- hınzırlık
- hiciv
- hicviye
- kafaya almak
- kafile
- kelime cambazlığı
- kelime oyunu
- kervan
- komiklik
- kortej
- latife
- makara
- makaraya almak
- maskaralık
- matrak
- matrak geçmek
- maytaba almak
- maytap
- meze
- muziplik
- nükte
- ordu
- parodi
- paskallık
- sululuk
- şaka
- şakalaşma
- şaklabanlık
- şathiyat
- şathiye
- taklit
- taşlama
- tehzil
- tezyif
- tören
- yergi
- yuf borusu
- yuhalama
- yutturmaca
- açıkgözlük
- açıkgözlülük
- afiş
- ağız
- al
- alavere dalavere
- aldatma
- aldatmaca
- anaforculuk
- anlamamazlık
- anlamazlık
- askıcılık
- atlatma
- ayak
- batakçılık
- Bizans oyunu
- boğuntu
- cambazlık
- cerbeze
- çıfıtlık
- dalaverecilik
- dalga
- danışıklık
- dek
- demagoji
- desise
- dolap
- dolma
- dolmacılık
- dolmuşçuluk
- doping
- dubara
- dümen
- düzen
- düzenbazlık
- düzencilik
- düzmecilik
- el çabukluğu
- entrika
- fen
- fent
- fırıldak
- hile
- hilecilik
- hilekârlık
- hinoğluhinlik
- hokkabazlık
- hurda
- hülle
- ispiyonculuk
- iş
- itlik
- kafes
- kalaycılık
- kalpazanlık
- kaltabanlık
- kandırmaca
- kapak
- kapan
- kapanca
- kaparozculuk
- kaşkariko
- katakulli
- kelek
- keleklik
- ketenpere
- kolpo
- kopya
- kulis faaliyeti
- kurnazlık
- külah
- külleme
- künde
- madrabazlık
- makas
- makine
- manevra
- maske
- mizansen
- muskacılık
- nakış
- namussuzluk
- numara
- okus pokus
- oyculuk
- oyun
- oyunbazlık
- oyunculuk
- perdahçılık
- piçlik
- politika
- renk
- rol
- sahtecilik
- sahtekârlık
- sinsilik
- şantaj
- şarlatanlık
- şaşırtmaca
- şeytanet
- şeytanlık
- tavcılık
- telgraf
- temaruz
- tertip
- tezgâh
- tezvir
- tilkilik
- tonga
- torik
- tuzak
- usulsüzlük
- uyduruş
- üçkâğıt
- üçkâğıtçılık
- yalan dolan
- yaldız
- yaldızlı hap
- yeraltı
- yolsuzluk
HECELEME
dal-ga DALGA KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [isim] Deniz veya göl gibi geniş su yüzeylerinde genellikle rüzgâr, deprem vb.nin etkisiyle oluşan kıvrımlı hareketÖrnek: Dışarıda nemli bir rüzgâr esiyordu, dalgalar durulmamış, yalnız biraz ağırlaşmıştı.
- [isim] Sıcak, soğuk, moda için belli bir süre etkili olan dönemÖrnek: Sıcak dalgası. Aerobik dalgası.
- [isim] Bir yüzeydeki kıvrımÖrnek: Geniş dalgalarla uzanıp giden ovaların yüzünde ne bir köy görünüyor ne de ufacık olsun bir ağaç.
- [isim] Saçların kıvrım genişliği
- [isim] [argo] Gizli iş, dalavereÖrnek: Film çevirme dalgasıyla para kazanıyorlardı.
- [isim] [argo] Esrar, eroin vb. uyuşturucu maddelerin verdiği keyif durumu
- [isim] [argo] Dalgınlık
- [isim] [argo] Geçici sevgili
- [isim] [argo] Geçici aşk ilişkisi
- [isim] [mecaz] Arka arkaya gelen kriz vb. olayların her biri
- [isim] [fizik] Titreşimin bir ortam içinde yayılma hareketiÖrnek: Kısık sesinin her dalgası içimi korkunç bir acıyla tırmalıyor.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük