üst

[isim] Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı, üzeri, fevk, alt karşıtı
ÜST İLE BENZER OLAN KELİMELER
ÜST İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
alnaç
baş
dağ başı
din
doruk
kalan
sırt
şef
tepe
uzak
üzeri
yönetici
yukarı
yüzey
HECELEME
ü-s-t
ÜST KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
  1. [isim] Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı, üzeri, fevk, alt karşıtıÖrnek: Köyün üst tarafında, saman, taş ve yangın arasında, üstü sazlarla örtülmüş bir kulübenin önünde ateş yanıyor. [Halide Edip Adıvar]
  2. [isim] Bir şeyin görülen yanı, yüzüÖrnek: Bu sefer taşın üstünden inip yere oturdu. [Memduh Şevket Esendal]
  3. [isim] Bir şeyin dış yüzü, yüzey
  4. [isim] Giyecek, giysiÖrnek: O günden sonra kapıya diktiği bir bekçiye iş çıkışları işçilerin üstlerini arattı. [Lâtife Tekin]
  5. [isim] Birine göre yüksek aşamada olan kimse, mafevkÖrnek: Sonunda, üstlerinin de onayıyla bir sınav yapmaya karar verdi. [İhsan Oktay Anar]
  6. [isim] Vücut, beden
  7. [isim] Artan, geriye kalan bölümÖrnek: Bir liranın üstü olarak uşağın getirdiği yetmiş beş kuruşu masanın üstünden kaldırmaz. [Abdülhak Şinasi Hisar]
  8. [sıfat] Birkaç şeyden birbirine göre yukarıda olanÖrnek: Kadınların beni böyle göz hapsine almaları yüzünden üst düğmelerimi gevşetemiyordum. [Reşat Nuri Güntekin]
  9. [sıfat] Öte, arkaÖrnek: Ben onu Şehzade Camisi'nin üst yanında, sokak içi, eski ahşap bir evde tanıdım. [Yusuf Ziya Ortaç]
  10. [sıfat] Sınıflamalarda temel olarak alınan bir tipe göre ileri derecede olanÖrnek: Üst makam. Üst rütbedekiler.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük
  • Paylaş: