çakmak

[isim] Taşa vurulup kıvılcım çıkarılan çelik parçası
ÇAKMAK İLE BENZER OLAN KELİMELER
ÇAKMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
anlamak
bilmek
çakıştırmak
çivilemek
fark etmek
içmek
iğnelemek
kalmak
lamba
mıhlamak
parlamak
raptiyelemek
saplamak
sezmek
sokmak
vurmak
HECELEME
çak-mak
ÇAKMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
  1. [isim] Taşa vurulup kıvılcım çıkarılan çelik parçasıÖrnek: Nasıl oldu bilmem, eğilip yakarken çakaralmaz çakmak kıvılcım çıkardı. [Burhan Felek]
  2. [isim] Çelik, taş, cam, plastik vb. maddeden yapılmış gaz veya benzinle dolu tutuşturma aleti
  3. [isim] [eskimiş] Tabanca veya tüfeklerde bulunan tetik düzeni
  4. [isim] [tıp] Kuruduğunda kalın kabuk bağlayan kabarcıklarla beliren ve genellikle yüzde çıkan bir deri hastalığı
  5. [fiil] [-e] [-i] Vurarak sokup yerleştirmekÖrnek: Çiviyi tahtaya çakmak.
  6. [fiil] Çivi ile tutturmakÖrnek: İsa'nın ruhu eğer bugün içinden çıkmış olduğu yere inerek bu sahneyi görseydi, kim bilir patriklerini hangi oduna çakardı. [Falih Rıfkı Atay]
  7. [fiil] Kazık çakıp hayvan bağlamakÖrnek: Atı çayıra çakmak.
  8. [fiil] Bir şeyi başka bir şeye sürtmek, vurmak veya çarpmak
  9. [fiil] [nesnesiz] Parıldamak, ışık vermek
  10. [fiil] [mecaz] SaplamakÖrnek: Bir tanesi altısına yeterken, ben altı kurşunu bir tanesine çakıverdim. [Aka Gündüz]
  11. [fiil] [teklifsiz konuşmada] Sezinlemek, anlamak, farkına varmakÖrnek: Vallahi çaktı mı çakmadı mı anlayamadım. Parasını aldı, tüydü. [Sait Faik Abasıyanık]
  12. [fiil] [nesnesiz] [argo] İçki içmek
  13. [fiil] [-den] [argo] Anlamak, bilmekÖrnek: Ay, bu kadın İngilizceden de çakıyor mu? [Nezihe Araz]
  14. [fiil] [-i] [argo] Vurmak
  15. [fiil] [-den] [argo] Sınavda başarısız olmak
  16. [fiil] [argo] Kabul etmeyeceği bir şeyi kurnazlıkla kabul etmesini sağlamakÖrnek: Kalp parayı birisine çakmak.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük
  • Paylaş: